Whatsap:0543 762 44 69  [email protected]

ASKER KİŞİNİN TİCARETİ SUÇU VE CEZASI HAKKINDA

ASKER KİŞİNİN TİCARETİ SUÇU VE CEZASI HAKKINDA
ASKER KİŞİNİN TİCARETİ SUÇU VE CEZASI HAKKINDA

Genel Olarak

1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun Ek 1. Maddesi kapsamında asker kişilerin ticaret yapması yasaklanmıştır.

Asker kişi kavramına Subay, Astsubay, Uzman çavuş, Uzman Erbaşlar girmektedir. Dolayısıyla hava, kara ve deniz sınıfına giren askeri personeller bu kapsamdadır. Ayrıca Jandarma sınıfı asker kişileri özlük hakları bakımından 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi olduğundan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu hükümleri Jandarma sınıfını da kapsamaktadır. Bu nedenle tüm asker kişiler bakımından bu kanun ve asker kişinin ticaret yasağı uygulanmaktadır.

  • 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Bakımından İnceleme

    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 80. Maddesinde piramitli satışlar düzenlenmiştir. Piramitli satış temel olarak katılımcılarına bir miktar para veya malvarlığı ortaya koymak karşılığında, sisteme aynı şartlar altında başka katılımcılar bulma koşuluyla bir para veya malvarlığı kazancı olanağı ümidi veren ve malvarlığı kazancının elde edilmesini tamamen veya kısmen diğer katılımcıların da koşullara uygun davranmasına bağlı kılan, gerçekçi olmayan veya gerçekleşmesi çok güç olan kazanç beklentisi sistemi olarak tanımlanmaktadır. Tüketici kanunumuz bu satış sistemini yasaklamıştır. Özellikle Network Marketing alanında ve ülkemizde herkesçe bilinen Çiftlik bank vakasında görülen satış sistemi piramit satışına örnek verilebilir. 

    Piramitli satışın konumuz bakımından önemi ise asker kişilerin özellikle bu piramitli satış sisteminin içine dahil olarak ticaret yapmasıdır. Belirli bazı markalarında satış sistemleri bu piramit sistemine benzemektedir. Bu nedenle ticaretin bu şeklinin özellikle yasak olması ve asker kişilerin ticaret maksadı ile olmasa da bu sistemin içerisine dahil olması farkında olmadan suç işlemelerine sebep olmaktadır. 

  •   Ticaret Kavramı

    Türk Dil Kurumu sözlüğünde Ticaret “Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği” olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda gerçekleştirilen faaliyetin ticari iş veya ticaret sayılabilmesi için birtakım şartlar aranmaktadır. Bunlardan en önemlisi ticari faaliyetin yürütülmesinde devamlılık unsurudur. Devamlılık ticari ve sınai faaliyetin belirlenmesinde bir ölçüt olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla devamlılığın varlığı ticari ve sınai faaliyetin varlığının göstergesidir. Bu nedenle ticari ve sınai faaliyet ile devamlılık iç içe geçmiş kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kelime anlamı ile devamlılık “bir halde bulunma, sürekli olma, daimilik” anlamlarına gelmektedir. Süreklilik ise “Sürekli olma, kesintisiz olarak sürüp gitme, devamlılık” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü gibi sözlükte iki kelimede aynı anlamda tanımlanmıştır.  Yani ticari faaliyetin en önemli unsuru devamlılık ve süreklilik unsurudur. Ticari faaliyetin bu şekilde sürekli olarak devam etmesi gerekmektedir. Yani tanıdığı vasıtası ile yukarıda belirttiğimiz bir satış sistemine dahil olan asker kişisi bu faaliyetini devamlı ve sürekli hale getirmediği takdirde suçun koşulları oluşmamış olacaktır. 

  • Kazanç Elde Etme ve Askeri Yargıtay Dairesi Kararları

    Askeri Yargıtay dairesi kararlarında asker kişilerin ticaret amacı ile hareket etmesinde özellikle kazanç elde etme gayesini aramaktadır. Yani yalnızca ucuz alışveriş yapmak amacı tek başına yeterli bir unsur değildir. Askeri Yargıtay 4. Dairesi 04.04.2017 tarihli 2017/84 E. 2017/144 K. sayılı kararında “Askerî Yargıtay Daireler Kurulunun 25.5.1995 tarihli, 1995/53-53 E.K. ve 20.9.2007 tarihli, 2007/103-96 E.K. sayılı ilamlarında; ticaret yapmak suçunda manevi unsurun (kastın) oluşması için, subay, askerî memur ve astsubayların, uzun süreli, devamlılık gösterecek şekilde, kazanç elde etmek niyeti ve gayesi ile ticari faaliyette bulunması gerektiği aranmış, Askerî Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da, bu suçun manevi unsurunun oluşması için, maddede sayılan asker kişilerin devamlılık gösterecek şekilde ve kazanç elde etmek niyeti ve gayesi ile hareket etmesi gerektiği esas alınmıştır.” İfadelerine yer vermiştir. Bu karardan da anlaşılacağı üzere suçun oluşabilmesi için kast unsurunun oluşması gerekmektedir

    Yine Askeri Yargıtay Dava Daireleri Kurulu 2007/103 E. 2007/96 K. Sayılı kararında “İnceleme konusu somut olayda, sanığın anılan şirketin sembolik olarak bir hissesini (En az olan 1/300 hissesini) 24.02.2006 tarihinde 100 YTL karşılığında devralıp, 02.03.2006 tarihinde …… Ticaret ve Sanayii Odasına kaydolması ve 03.03.2006 tarihinde de hakkında ihbar yapılması dikkate alındığında; sanığın devraldığı hisse ve ödediği sermayenin miktar olarak makul ölçüye göre ticaret yapma amacından uzak olduğu gibi, ticaret yapmaya elverişli de olmadığı, suç tarihi (02.03.2006)  itibariyle …. Ticaret ve Sanayi Odasına kayıt yaptırması dışında dosyaya yansıyan bir ticari faaliyetinin de bulunmadığı, bu nedenle ticaret yapmak suçunda manevi unsurun (suç kastının) oluşması için aranan, devamlı olarak, kazanç elde etmek niyeti ve gayesi ile hareket etme koşulunun oluşmadığı, ASCK’nın Ek Madde 1’in koruduğu hukuki yararın ihlal edilmediği” ifadelerine yer vermiştir.

    Bu karardan da anlaşılacağı üzere asker kişinin ticareti suçunun işlenmesinde en önemli unsur suç kastının oluşması unsurudur. Yine karara göre kast unsurunun oluşması için devamlı olarak kazanç elde etme niyeti ve gayesi olmalıdır.

NOT: Asker kişinin ticareti suçu hakkında ayrıntılı bilgi almak  İçin Lütfen Büromuzla İletişime Geçiniz.

Avukat Oğuzhan KAPLAN

(Tüm Hakları Saklıdır. Yalnızca Meslektaşlarımız Dilekçelerinde Kullanabilirler.)